Anasayfa , AVRUPA , Blockupy Hareketi Üzerine

Blockupy Hareketi Üzerine

FRANFKURT | 01 – 06 – 2012 |Emperyalist-kapitalist sistemin yarattığı kriz gittikçe derinleşiyor. Kapitalistler bu krizi işçi ve emekçi  sınıfının omuzlarına yükledikçe, halk arasında kendiliğinden toplumsal bir muhalefet boy göstermeye başladı. İlk etapta Amerika’da Wall Street işgali olarak başlayan eylemler zinciri, hızla Avrupa’ya ulaştı ve binlerce insan sokaklara döküldü.

Bunlardan en sonuncusu Blockupy’ın örgütlediği 16-19 Mayıs tarihleri arasında yapılmak istenen işgal ve eylemleriydi. Fakat bu aniden gelişen toplumsal muhalefetten korkan ve rahatsız olan egemenler, bu eylemlerin ilk 3 gününü mahkeme kararıyla yasaklattı. Yasağın gerekçesi halkın “güvenliğiydi“. Gerek Almanya gerekse Avrupa’nın diğer ülkelerinden gelen eylemcileri taşiyan otobüsler sınırlarda polisler tarafindan durduruldu. Tüm baskılara rağmen Frankfurt’a ulaşan eylemcileri provoke eden polis, “Die Polizei; dein Freund und Helfer“ (Polis her zaman yurttaşın “dostu ve yardımcısı“) tanımından herzamanki gibi çok uzaktı ve bir kez daha halkın değil egemenlerin polisi olduğunu kanıtladı. Eylemcileri provoke ederek kendini haklı çıkarma çabasında olan polisler yinede pes etmeyen ve eylemini gerçekleştiren bir kitleyle karşı karşıya kaldılar. 19 Mayıs Cumartesi günü otuzbinin üstünde insan Frankfurt’un çeşitli semtlerinde mitinge başladı.

Peki tüm bu isgal ve mitingler amacına ulaştı mı? Tüm bunlar kapitalizmi teşhir etmek icin yeterlimidir? Bu soruyu herkesin kendisine sorması gerekir! Elbette son yaşanan ekonomik krizin bankalar üzerinden yükselmesi, bir kesimin kapitalizm analizinin ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Zira kapitalizmi sadece finans kapitale indirgeyerek, kapitalizm eşittir finans-kapital anlayışı yanlıştır. Böyle bir tespitten sonra ise yanlış tahlil edilen bir sistem ve bu yanlış tahlile yönelik bir reçeteyle sokaklara inildi. Oysa kapitalist sistemin sadece finans-kapital sayesinde ayakta durmadığı görülebilseydi, bu sisteme gerçekte karşı durabilecek olan gücün işçi sınıfı olduğu görülecekti. Kapitalist sistemin dogru kavranmadığı bir muhalif hareket, birden bire yükseldigi gibi bir müddet sonra yine kapitalizmle barışık yaşamaya mahkum olacaktır. Eğer sadece finans-kapitale karşı değil, kapitalist sistemin bütününe karşı, işçi ve emekçi  sınıfıyla bütünleşerek doldurulabilseydi alanlar, orta ve uzun vadede daha güçlü, daha sağlam bir anti-kapitalist mücadele hattı yaratmanın ilk adimları atılmış olurdu. Kapitalizmin kendi peşinde sürüklediği kitleye başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermek önemlidir. Kapitalizmi her alanda teşhir eden, kitleyi kendi sorunları etrafında örgütleyebilen politikalarla sokağa seferber edildiğinde cok daha sağlam temeller üzerinde yükselen bir toplumsal hareket yaratmak mümkündür. Kapitalizmin hüküm sürdüğü her alanda alternatifler yaratmak, doğru bir mücadele yaratmanın önemli ilk aşamasıdır. Bu eşitsizliğe ve sömürüye dayalı sistem çoktan tarihin çöplüğüne gitmeyi hak etti.

Frankfurt YDG