Anasayfa , AVRUPA , Vİyana’da ki Polis Şiddetine Karşı Ayaktayız!

Vİyana’da ki Polis Şiddetine Karşı Ayaktayız!

Viyana`da 17 Mayıs`ta yapılan anti –faşişt yürüyüşde polis terrörü estirildi. Polis güçleri, Neo – Nazi Identitär hareketini koruma adı altında Viyana`da olağanüstü hal ilan etti.

17 Mayıs`ta viyana merkezinde Identitär hareketi olarak bilinen Neo – Nazi örgütlenmesi, etnik kimliklere son, Islamlaştirma ve kitlesel göçü durdur, multikültürel ideolojiye ve akımlara son, yaşasın ulusal ve kimliksel değerlerimiz ve bu gibi ırkçı, faşist başlıklar ve söylemler altında gerçekleştirdikleri çağrıyla birlikte yürüyüşe geçtiler.

Irkçı, “Akademiker” balosundada Anti-Faşist direnisin kitlesel etkisine karşı polis şiddetine başvuran Avusturya devleti, Avrupa`nin çeşitli ülkelerinden gelen yaklaşık 150 Neo-Naziyi korumak için 17 Mayıs günü, Polis yığınağı ile, resmi söylemlere göre 3 bin Polis ile 1000 kişiyi geçgin Anti-faşist yürüyüşü izole etmeye çalışdı.  Bileşeni olduğumuz plattform – Offensive gegen Rechts tarafından düzenlenen yürüyüş, blokaj hedefini gözettiği için, yavaş ilerleyerek ara sokaklarda kısa mitingler düzenleyerek Neo-Nazi yürüyüşünü engelleyerek, Viyana`da faşist propagandaya karşı sivil itaatsizlik çağrısı yapmaya çalışdı.

Anti-faşist yürüyüşün kitleseliğinden kaynaklanıyor olduğunu düsündüğümüz sepeblerden kaynaklı, Neo-Nazilerin yürüdügü güzergahi değistiren Polis, Anti-faşist yürüyüşün sonuna doğru, kitleyi dar bir alanda yürümeye zorlayarak ve eylemcileri iteleyerek, provakatif tavir ve müdahaleleriyle, anti-faşist yürüyüşün sağlıklı bir şekilde sonlanmasına engel olan bir takim uygulamalar içersinde bulundu. Anti-faşist eylemin  resmi olarak bitmesinden sonra kitlenin Neo-Nazi yürüyüşünün yapıldığı yere doğru yönelmesiyle birlikte polis şiddeti başladı. Anti-faşist yürüyüşün, Neo-Nazilerin mitingde olduğu yere ulaşmasıyla birlikte polis yığınağı ile karşılaşması çatışmanın çıkmasını beraberinde getirdi. Polisin, şiddet kullanmayan eylemcilere, rastgele bir şekilde biber gazı ve çopla müdahale etmesiyle dahada şiddetlenen tepki, çatışmayı doğurdu. Kitlenin içerisine dalan polislerin, hedef gözetmeksisin, önüne gelen herşeye saldırmasının yanısıra, anti-faşistleri yumruklayarak, kafalarına vurarak tutuklamasının sonucunda anti-faşist eylem esas olarak dağıldı.

Bu andan itibaren polisin, yürüyüş güzergahi ile alakalı olmayan alanlarda, Viyana`nin her yerinde hedef gözeterek, deyim yerindeyse “cadı avı” başlatmasıyla anti-faşistlerin gidiş yollarını kesmeye çalışdı.

 

ATIGF, Yeni Kadin ve Yeni Demokratik Gençlik olarak katıldığımız yürüyüşde eylemimizi, plattformun bütünü gibi bitirmemize rağmen, yürüyüs güzergahı ile alakalı olmayan bir bölgede yoğun bir polis barikatıyla karşılaştık.

KOMintern ve Yeni Kadin aktivisti bir yoldaşımızın, iki gençin durumunu öğrenmek için gittiği polis barikatında, cemberin içerisine alınmasi ve polisle sürdürmeye çalışdığı diyaloğa rağmen, polisin tutuklama uğraşını görmemizin bir sonucu olarak alana doğru yöneldik.

Bir yoldaşımız, polisle sürdürdüğü dialoğun sonucunda, polisin barikati acmasını sağlamış ve Yeni Kadin üyesi arkadaşımızın polis cemberinden çıkmasını sağlamıştır. Bu andan itibaren, tamami numarasiz olan bir polis ekibinin YDG`li yoldaşımıza saldırmasıyla yeni bir polis cemberi oluşmuştur. Yeni Kadin üyesi yoldaşımız, polisin müdahelesi sonucunda, yol kaldırımına doğru düşmüştür. Bu saldiri sonucunda bir ayaği iki yerinden  kırılmıştır.

Olaya karşı direnişi sürdüren kitle, alana doğru yönelmiş ve tutuklananların serbest birakilmasi için, polis arabalarının önünde blokaja başlamıştır. Yeni Kadin üyesi arkadaşımız hastaneye kaldırılmıştır. 37 kişinin tutuklandığı anti –faşist yürüyüşde bir anti-faşist eylemcı dışında, diğer tutuklular en erken saat 23:30 da olmak üzere sabah 8´e kadar polis merkezinde süren bekleyişlerin sonucunda serbest bırakılmıştır.

1 YDG`li yoldaşımızın yanısıra, KOMintern aktivisti ve KJÖ üyesi 9 kişi tutuklanmıştır.  Avukatlarin dahi tutuklulara ilişkin hiç bir bilgi alamamasının yanısıra, tutukluların hiç bir yasal hakkını kullanamaması, ve psikolojik şiddetin yanısıra, fiziki şiddete maruz kalmaları, Avusturya devletinin estirdiği faşizan uygulamaların boyutunu gösterir niteliktetir.

Özellikle SPÖ – yesiller partisininn iktidarını yaptığı eyalet meclisi döneminde viyana`da anti-faşistlere karşı polis şiddeti artmış ve süreklilik kazanmış durumda. Faşist ve ırkcı yapılanmalar ise Viyana`yı merkez yapmış bir şekilde yürüyüş ve gösteri izinlerine tabi tutulmakta.

 

21 Mayıs günü, Offensive gegen Rechts platformu temsilcisi Jessica Miller, KOMintern işçi odaları temsilcisi Selma Schacht ve ATIGF temsilcisi Can Tohumcu bir basın acıklaması gerçekleştirmiştir. Basın açıklamasında, Anti-faşist eylem ve etkinliklerin, mevcut iktidarin takındığı tavır ve uygulamalarının bir sonucu olarak kriminalize edilmeye çalışıldığını, egemen medyanın ise, anti-faşist eylemi şiddet mekanizmaları ve çalışması olarak göstermeye çalışmasının bir sonucu olarak, toplum içerisinde anti-faşist duruşun ve eylem hakkının itibarsızlaştırılmaya çalışıldığına değinilmiştir. Yine mevcut SPÖ – Yeşiller Viyana eyalet iktidarinin, polis kurumlarının içerisinde derhal düzenlemeye gitmesi gerektiğini, irkçı ve faşist polis yapılanmalarına karşı soruşturmaların başlatılması gerektiğine değindiler. Bunun yanısıra, Avusturya Cumhuriyetinin, temel maddesinden biri olan demokratik cumhuriyetin korunmasi için anti-faşist ilke anlaşmasını pratikte uygulaması noktasında, toplumsal çağrı gerçekleştirildi. Yine bu noktada, devlet irkçılığının bir sonucu olarak, toplumsal düzeyde normal olarak gösterilmeye çalışılan Neo-nazi yürüyüş ve gösterilerine karsi 2000 yılında kaldırılan Anayasa  aşırı sağ hareketi raporunun yeniden yürürlüğe sokulması talep edildi.

Basının yoğun ilgisinin olduğu acıklamada, olay tanıklarının yazıları okunmuş, görüntüler ve resimler gösterilmiştir. Yine yürüyüşe katılanlar polisin müdahalesini hesaplamalıdır diyen Viyana Polis Şefi Gerhard Pürstl`ün derhal görevinden alınması talep edildi.

 

Bunun yanisira, tutuklamalarin sonucunu arastirmasi icin, olusacak davalarin takipi icin, ayrimciliga ve irkciliga karsi bagimsiz halk komisyonunun ve Mauthausen Komitesinin gibi kurumlarin taninmasi ve muhatap alinmasi talep edildi.

22 Mayıs günü ise, Polis şiddetini ve tutuklamaları protesto etmek icin Offensive gegen Rechts platformu bir miting gerçekleştirdi.

Yaklaşık olarak 600 geçgin bir kitlenin katıldığı mitingde, ATIGF ve  Viyana demokratik güç birliği adına konuşan Can Tohumcu, devlet irkçılığının bir parçası olarak, mevut iktidarin irkcı ve ayrımcı yasa ve uygulamalar ile faşist ve ırkçı yapılanmaları koruma altına aldığını söyledi. Tarihsel bir hak olan anti –fasist eylemin engellenmesi, demokrasi olarak bizlere dayatilan burjuva diktatörlügüdür denildi. Polis tarafından alınan platform pankartımız, Neo Nazilerin toplu fotorafinda yer alıyorsa, burada pratiksel düzeyde, devletin kurumsal ve yapısal irkçılığından bahsedebiliriz denildi. Yine KOMintern adina konusan Otto Bruckner, Avusturya`da canları pahasına mücadele edenler, bu ülkenin toplumsal yasalarına anti-faşist ilke ve kurallar bırakmışlardır. Bugün işçilerin ve çalışanların temsilcisi olduğunu söyleyen Avusturya Sendikalar Birliği ve Işçi odalarının bu konuda sessizlik içerisinde kalmaları, duymadım, görmedim, söylemedim oyununu oynamalarından kaynaklı, bu kurumların temsilcilerini kınayarak, halkin haklı mücadelesi ve anti –fasist mücadelenin yarattığı değerler, elbette bu konuda hesap vermenizi sağlayaçaktır dedi..

Kitlesel ve çoşkulu geçen mitingte sivil polislerin provakasyon girişimlerine rağmen, miting hep birlikte anti-faşist marşlar eşliğinde bitirildi.

 

Bildiren : ATIGF, Yeni Demokratik Gençlik, Yeni Kadin